Adı:Um Filme Falado (a Talking Picture)
Tür: Tarih,Dram
Yönetmen: Manoel de Oliveira
Oyuncular:
Yapım: 2003, Portekiz-Fransa-Italya, 91 dk.
Senaryo: Manoel de Oliveira
FİLMİN ÖZETİ
Portekizli tarih
öğretmeni Rosa Maria, sürekli sorular soran
küçük kızı Maria Joana’yla birlikte, Hindistan -
Bombay’daki kocasıyla buluşmak üzere Lizbon Limanından bir deniz yolculuğuna
çıkar. Yol boyunca Marsilya’ya(Fransa), Pompei’ye(İtalya), Atina’ya(Yunanistan), İstanbul’a,(Türkiye) Port Said’e (Mısır)ve Aden’e(Yemen)
uğrarlar. Rosa Maria, meraklı kızına
uğradıkları yerler hakkında bilgi verir ve Ona Akdeniz ve Batı kültürlerinin
tarihleri hakkında bilgi verir.Anne-kız
ayrıca, seyahat süresince yabancılara da rastlar ve Onlarla bilgi
alışverişinde bulunurlar. Bu arada, uğranan her limanda, ilgi çekici bir kadın
yolcu - Fransız bir işkadını, İtalyan bir eski model ve Yunan bir oyuncu ve
öğretmen - gemilerine binerek, dünyanın hali ve kendi hayatları hakkında
konuşmaya katılır. Basra Körfezi’ne doğru giderlerken, garip bir tehdit
yolculuğu altüst ederek gemiyi ve yolcuların hayatını riske atar.Filmin sonunda
Anne ve Kız gemide kalarak ölürler.
ANLATI ÖZELLİKLERİ
Kocası ile buluşacağı
Bombay’a gitmek üzere kızı ile Lizbon’dan gemi yolculuğuna çıkan bir tarih
öğretmeninin hikâyesidir. Gemi ile gezerken uğranılan limanlara ve sonrasında
da gemideki zamana odaklanan ama tüm film boyunca uygarlığın tanımı, uygarlığın
oluşumu, tarih ve tarih bilinci, öğrenme açlığı, kadın-erkek ilişkileri ve
kadının konumu ve uygarlığın sonuna odaklanan bu filmde karakterler soruyor,
anlatıyor, sorguluyor, tartışıyor ve tanık oluyorlar.
Filmin kadrosu sağlam
olmasına rağmen oyunculuk çok öne çıkmıyor.Ancak bu oyunculardan değil,filmin
böyle bir amacının olmamasından kaynaklanıyor.Filmin belgesel niteliğini
andıran bir tarzda çekilmiş olması da İtalyan yeni gerçekçiliğinin izlerini
taşıdığını gösteriyor.
Filmde bulunan dört
karakter (Malkovich, Deneuve, Papas ve Sandrelli ) kaptanın yemek masasında geçen ve zaman zaman
doğaçlama havası veren diyaloglar ile bir belgesel görüntüsü içindeymiş gibi oturuyor ve konuşuyorlar.Böyle samimi
bir ortamda kendilerini ortaya döküyorlar, geçmişlerini, mutluluklarını,
acılarını, kırgınlıklarını ve özlemlerini paylaşıyorlar.Filmde ayrıca dramatik
bir olay örgüsü de bulunmuyor.Filmin geneli geminin içinde yolcularla bilgi
alışverişinde bulunularak ya da durulan limanlarda tarihi yerlerin
gezilerek Maria Jonaya (İzleyiciye) o
kültürlerle ilgili bilgi aktarımıyla geçiyor.
Filmin yarısından daha
fazla süren bir zaman dilimi boyunca Lizbon-Marsilya-Napoli-Atina-İstanbul-Port Said-Aden rotası üzerinde
küçük kız soruyor ;annesi efsaneler, hikâyeler, mitoloji ve gerçekler üzerinden
anlatıyor.Hikayeler Pompei, Akropolis, Ayasofya, piramitler
gibi anıtlar, eserler, bölgeler sıklıkla soru cevap ile zaman zaman araya giren
yerel insanların da katkısı ile zenginleşiyor.
Ayrıca yolcuların
birbirleriyle yaptıkları bilgi alışverişleri dört farklı dilde Uluslar,
uygarlıklar ve insanlar arasındaki ilişkiler üzerine konuşan dört kişi arasında
geçiyor.Film beklenmedik finali
ile şaşırtıyor. Oldukça basit çekilmiş gibi görünen bu final son karede Malkovich’in dehşet içinde donan
yüzü ve jenerik akarken devam eden ses bandı ile uygarlığın sonu üzerinde
düşünmeye sevk ediyor.Talking a Picture (Konuşmalı
bir film) insanın iç dünyasına yoğunlaşmanın yapıldığı, görsel olarak daha
durağan bir anlatımın olduğu bir filmdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder