Gent, Belçika’nın Flaman bölgesindeki Doğu Flandre ilinin merkezinde yer alan en gözde şehirlerden biri.Her tarafından görülen ve UNESCO Dünya Mirası Listesine giren kuleleri ,Orta çağdan kalma tarihi binaları ve farklı mimarisi ile adeta bir rüya şehir .
Bu şehri gezmek için Belçika’da en çok tercih edilen ulaşım aracı olan treni kullandım.İneceğim yer St-pieters istasyonuydu.
Şehre
geldiğimde hava düşündüğümden daha ılıktı.Ben de bu fırsatı değerlendirip,
turist bürosunun bulunduğu Sint.Veerleplein’e yürüyerek gitmeye karar verdim.Doğayla
iç içe, yeşilin hakim olduğu Citadel Park yoluma çıkan ilk güzel duraktı.
Gayet
bakımlı görünen parkın içinden geçtikten sonra eski bir balık pazarı olan ve içinde turist bürosunun da bulunduğu Sint.Veerleplein’e vardım.Şehri gezmeye
başlamadan önce buraya gelip kataloglardan almanız faydalı olacaktır.Bir çok
alternatifi olan bu kataloglardan yararlanıp kendi rotanızı kısa bir sürede
çizebilirsiniz.Ben de böyle yaptım ve bir liste hazırladım.
 |
Kaybolmak imkansız.Her yerde size yolunuzu gösteren haritalar mevcut. |
 |
Citadel Park-Yeşilin verdiği huzur.. |
Şehrin
içinde ulaşımı sağlamak için bir çok seçenek mevcut.Kanal turları ,
tramvay,bisiklet ve otobüs seçenekleriniz arasında.Fakat ben yürüyerek
başladığım bu yolculuğa , yürüyerek devam etmeye karar verdim.Elimdeki
listeye ve haritaya bakarak Kont Kalesi (Castle of the Counts) önüne
geldim.Şehrin merkezinde yer alan bu kale 12. Yüzyılda inşa edilmiş .İsminden
de anlaşılacağı gibi bu kale 14. Yüzyıla kadar Kontların ikametgahı olarak
kullanılmış. Daha sonra kullanım amacı değişmiş ve hapishane olmuş.
 |
Yıllaaaaar yıllar önce kaybettiğim büyük babam. Meğer Kont Kalesi'nde beni bekliyormuş. :) |
Hem
Gent’in manzarasının tadını çıkarmak hem
de biraz dinlenmek için Gent Lys Nehri
kenarına gittim.St. Michael köprüsünün altında bulunan bu küçük liman Graslei ve Korenlei caddelerini ayırıyor.Benim
gibi bir çok insan bu manzaradan etkilenmiş gözüküyor.Kimileri grup halinde
sohbet ediyor kimileri bir şeyler atıştırıyor kimileri ise sevimli köpeğini
gezdiriyor.
 |
Çek beni dedi ben de çektim, dillerinden anlarım. nasıl da poz vermiş.. |
Biraz
dinlendikten sonra , Jan Breydelstraat isimli sokağa doğru yürüdüm.Burada çok
sayıda ve rengarenk mağazalar var.Mağaza sahiplerinin vitrinlerine ne denli
önem verdikleri ortada.Her vitrin adete birer müze gibi itinayla süslenmiş.
 |
Bu fotoğrafa her baktığımda aklıma şu animasyon filmi geliyor :http://www.youtube.com/watch?v=Y0InMPkAHtE
|
Son
olarak Gent’in meşhur kulelerinin bulunduğu yere geliyorum. St. Nicholas
Kilisesi, Belfry ve St. Bavo's Katedrali. Heybetli görüntüsüyle sizi kendine
hayran bırakan bu kuleler birbirlerine birkaç adım mesafede bulunuyor.Bakımda
ve tadilatta olduğu için kiliseleri gezemedim teselli olarak Belfry kulesine girdim.Kule 1999 yılında
UNESCO Dünya Kültürleri Listesine girmeyi başarmış.Devasa çanlarıyla ünlü olan
bu kulenin şehir için anlamı çok büyük. Devasa çanlarıyla kule uzun yıllar
çevreyi gözetlemek için kullanılmış. Özellikle o dönemlerde yangın en büyük
tehditlerden birisi olduğu için kule önemli bir işlev görüyormuş. Yangın
dışında evlilik, ölüm, saldırılar gibi aklınıza ne gelirse çanlar vasıtasıyla
halkın dikkati çekilirmiş. Kulenin en tepesinde bulunan ejderha ise şehrin
sembolü ve şehrin koruyucu simgesi konumunda.
 |
Deanery's Targaryen kadar olmasa da ben de severim ejderhaları :) |
 |
Çanlar kimin için çalıyor? |
Listemdeki
en son yeri de gezdikten sonra iyice yorulduğumu ve acıktığımı fark
ettim.Gent'te yemek için çok fazla seçenek yok.Patates kızartması,
waffle,çikolata ve içecek olarak biraları meşhur. Ben de bu güzel lezzetlerin
tadına bakmak için gözüme ilk kestirdiğim cafeye girmeye karar verdim.Aynı
zamanda birkaç hediyelik eşya dükkanına
girdim.Fiyatlar biraz yüksekti ve gezi boyunca çok az yerde kentle ilgili
hediyelik eşyaların satıldığını gördüm.Birkaç hediyelik aldıktan sonra güzel
bir cafede oturdum.Günün yorgunluğunu üstümden atmam gerekiyordu. Hava
kararmıştı ve istasyona geri dönmek için fazlasıyla yürümem gerekecekti.
 |
her gittiğim yerden ufak bir hatıra alırım. |